Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Edebiyatımızın zenginleşme süreci
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:32 pm tarafından BeYzAdE_05

» SERVET-İ FÜNUN DEVRİ
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:32 pm tarafından BeYzAdE_05

» Aşık-Tekke Edebiyatı
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:31 pm tarafından BeYzAdE_05

» DİVAN SÖZCÜĞÜNÜN TANIM
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:31 pm tarafından BeYzAdE_05

» Halk Edebiyatı...
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:30 pm tarafından BeYzAdE_05

» Edebiyat Sözlüğü....
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:30 pm tarafından BeYzAdE_05

» Fecr-i ati edebiyatı
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:29 pm tarafından BeYzAdE_05

» batılı anlamda türk tiyatrosu
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:29 pm tarafından BeYzAdE_05

» BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- )
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:29 pm tarafından BeYzAdE_05

» Ahmet Selçuk İlkan Bana Bunu Yapmayacaktın
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 2:03 pm tarafından BeYzAdE_05

Tarıyıcı
 
 SYHKN İttifak
 SYHKN Ana Sayfa
 Üye Listesi
 Profil
 Arama
PR
Haber Siteleri

 

 BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- )

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BeYzAdE_05
Admin
BeYzAdE_05



BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) Empty
MesajKonu: BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- )   BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:29 pm

Çağdaş Türk Edebiyatı, Osmanlı Devleti’nin
gerilemesinin hızlandığı, yapılan yeniliklerin başarıya ulaşamadığı,
batıya yönelme gereğinin duyulduğu bir zamanda, yani 1839’da Tanzimat
Fermanı’nın ilân edilmesiyle başlayan medeniyet ve kültür değişikliği
ve bu değişikliğin dayandığı Batılılaşma olgusunun belirlediği bir
gelişim sürecinde değerlendirilebilir.
19. yüzyılda Türk edebiyatı, batılılaşma hareketine bağlı olarak roman,
hikâye, tiyatro gibi yeni türlerin denenmesiyle çağdaş bir çizgiye
girdi.
Türk edebiyatının yönü batı düşüncesinin temel alınması sonucu değişti.
Batıyla ilişkiler, aydınların bir batı dilini öğrenmeleri, batı
edebiyatından yapılan çeviriler, batıdaki fikir akımları ile tanışma
bir kültür ve medeniyet değişimini gündeme getirdi. Sosyal, ekonomik ve
siyasî hayatta meydana gelen değişiklikler edebiyata da yansıdı,
Cumhuriyetin kuruluşuna kadar arayışlar devam etti.

1. Tanzimat Devri Türk Edebiyatı

Tanzimat Fermanı ile beraber edebiyatta da batıya yönelme başlar.
Tanzimat dönemi edebiyatının kesin olmamakla birlikte başlangıç tarihi
olarak 1860 gösterilebilir. Bu tarih, Tercüman-ı Ahval’in yayımlanmaya
başlayış tarihidir.
Bu dönemde batı edebiyatlarından birçok yeni tür ve şekiller alınmış;
önceleri çevirme, sonraları taklit ve telif etmek suretinde bu türlerde
eserler verilmiştir.
Tanzimat Edebiyatının temsilcilerinin amacı batı örneğine göre bir
edebiyat yaratmak ve batı hayatını tanıtmak olduğu için, sanatçıların
hepsi edebiyat türlerinin romandan şiire kadar en az bir kaçı ile
örnekler yazmışlardır. Bu dönemde telif eserler yanında çok sayıda
tercüme ve adapte eser de Türk Edebiyatına dahil edilmiştir.
Bu dönemde yapılan yenilikler ve alınan türler şunlardır.

Gazete
Bir yayın organı olarak 1831’de çıkmaya başlayan Takvim-i Vakayi, resmî bir gazete idi.
Daha sonra yarı resmî olarak 1840’ta İngiliz Churchill tarafından Ceride-i Havadis çıkarıldı.
İlk edebî ve özel gazete ise 1860 yılında Şinasî ve Âgâh Efendiler tarafından çıkarılan Tercüman-ı Ahvaldir.
Daha sonra Şinasî, 1862’de Tasvir-i Efkâr’ı çıkarmaya başlar.
Bunların dışında Muhbir (1866), Hürriyet (1867), Basiret (1869), İbret (1871), Devir (1872), Bedir (1872) gazeteleri çıkar.

Hikâye ve Roman
Türk edebiyatı romanla ilk defa 1859’da karşılaşır. Yusuf Kâmil Paşa Fenolen’in Telemak (Telemaque) adlı romanını tercüme eder.
İlk yerli roman Şemsettin Sami’nin Taşşuk-ı Talât ve Fıtnat (1872)’ıdır.
İlk hikâye Ahmet Mithat Efendi’nin Letaif-i Rivayet’idir.

Tiyatro
İlk tiyatro Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı, iki perdelik, komedi
türündeki eseridir. Eserde görücü usulü ile yapılan evliliklere
gönderme yapılır.



Şiir
Tanzimat döneminde en önemli yenilik şiirde görülür.
Şekil olarak divan şiirine bağlı kalınmış, fakat konu bakımından hem
eski terk edilmiş hem de oldukça yeni ve çeşitli konular işlenmiştir.
Aruz ölçüsünün yanında az da olsa hece kullanılmıştır.
Gazel, kaside, terkib-i bent gibi şekiller kullanılarak hak. Adalet, kanun, medeniyet, eşitlik hürriyet kavramları işlenmiştir.
Tanzimat yazar ve şairleri hem yaşadıkları dönem hem de -daha önemlisi-
edebiyata bakış açıları ve işledikleri konular bakımından iki gruba
ayrılır:

a. Birinci Dönem (1860-1876 arası)

1860-1876 yılları arasında Tanzimat edebiyatının birinci dönem
temsilcileri Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi,
Şemsettin Sami ve Ahmet Vefik Paşa'dır.
Bu dönemde sanat toplum içindir görüşü benimsenmiştir.
Bu sebeple şiirde söyleyişe değil fikre önem verilmiştir.
Dilde sadeleşme fikri savunulmuş ama uygulanamamıştır.
Hece vezni ve halk edebiyatı da savunulmuş ama sözde kalmıştır.
Divan edebiyatına tümden karşı çıkılmış ve ağır bir dille eleştirilmiştir.
Fransız edebiyatı örnek alınarak romantizmden etkilenilmiştir.
Roman, tiyatro, makale gibi batıdan alınan türler ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.
Noktalama işaretleri de ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.
Kölelik ve cariyelik, romanlarda sıkça işlenmiştir.
Romanlar teknik bakımdan oldukça zayıftır. Yer yer olayların akışı
kesilerek okuyucuya bilgiler verilmiştir, uzun uzun tasvirler yapılmış,
tesadüflere sıkça yer verilmiştir.
Edebiyatçılar edebiyatın yanında devlet işleriyle, siyasetle de bilfiil ilgilenmişlerdir.

Dönemin edebiyatçıları

Şinasi (1826-1871)
Türk edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür.
1860’ta Tercüman-ı Ahval’i (ilk özel gazete), 1862’de Tasvir-i Efkâr’ı çıkardı.
İlk makaleyi (Tercüman-ı Ahval mukaddimesi), ilk piyesi (Şair Evlenmesi) o yazdı.
Noktalama işaretlerini de ilk defa o kullandı.
La Fontaine’den fabllar tercüme etti.
Lamartin’den de manzum çevirileri vardır. İlk şiir çevirilerini de o yaptı.
Nesirlerinde dili sade; şiirlerine ise ağırdır.
Tanzimat Fermanı’nı ilân eden Mustafa Reşit Paşa için yazdığı iki
kasidesi ünlüdür. Bu kasidelerdeki övgüleri divan şiirindekinden daha
abartılıdır.
O, başarılı bir şair ve yazar olmamasına rağmen batı edebiyatından
alınan yeni türlerle edebiyatımızın batılılaşmasında en çok onun emeği
vardır.
Eserleri:
Şair Evlenmesi (Piyes; edebiyatımızdaki ilk tiyatro eseri),
Müntehabat-ı Eşar (Şiir),
Divan-ı Şinasi (Şiir),
Durub-ı Emsal-i Osmaniye (ilk ata sözleri kitabı),
Tercüme-i Manzume (çeviri şiirler)


Ziya Paşa (1829-1880)
Doğu kültürüyle yetişmiş, sonradan batı edebiyatına yönelmiştir.
Fikren yenilikçi olmasına rağmen eserlerinde eskiyi, divan şiiri geleneğini devam ettirmiş, gazel ve kasideler yazmıştır.
En meşhur terkib-i bent ve terci-i bent şairimizdir.
Harabat adlı bir divan şiiri antolojisi vardır. Daha önce “Şiir ve
İnşa”da divan şiirinin bizim şiirimiz olmadığını, asıl şiirimizin halk
şiiri olduğunu söyleyen şair, eski şiir geleneğini sürdürmüş,
Harabat’ta âşık şiirini eleştirmiştir. Bunun yanında sade dilden
yanadır, ama kendisi ağır bir dil kullanır. Bu onun içinde bulunduğu
bir ikilemdir. Hem eskiyi eleştirmekte hem de geleneği devam
ettirmektedir.
Eserleri:
Harabat: Divan Şiiri antolojisi.
Külliyat-ı Ziya Paşa/Eş’ar-ı Ziya: Divan şiiri tarzındaki şiirleri (gazel, kaside ve şarkılar)
Terkib-i Bent, Terci-i Bent: Bugün dahi dillerden düşmeyen beyitleri vardır.
Zafername: Hiciv türünde bir kasidedir. Âlî Paşa’yı yermek için yazmıştır.
Rüya: Mensur.
Defter-i Âmal: Hatıraları.

Namık Kemal (1840-1888)
Tanzimat edebiyatının en hareketli ve heyecanlı ismidir.
Vatan şairi olarak tanınır. Şiirlerinden çok nesirleri ile tanınır.
Edebiyatta hürriyet kavramını ilk kullanan şairdir. Şiirlerinde
“hürriyet, vatan, kanun, hak, adalet” kavramlarını işlemiştir. Hürriyet
Kasidesi, Vatan Şarkısı ve Vatan Mersiyesi bu konuları içerir.
Namık Kemal de eski kültürle yetişmiş, divan şiiri eğitimi almış, gazeller, kasideler yazmıştır.
Fakat o da sonradan divan edebiyatını eleştirmiştir. Ziya Paşa’nın
Harabat’ına karşı Tahrib-i Harabat’ı yazarak eskiye olan tepkisini
ortaya koymuştur.
Şinasi’nin kurduğu Tasvir-i Efkâr’ı, Şinasi Paris’e kaçınca Namık Kemal
çıkarmaya başladı. Daha sonra kendisi de Ziya Paşa ile Paris’e kaçarak
orada Hürriyet gazetesini çıkardı. İstanbul'a döndükten sonra İbret
gazetesini çıkardı.
Eserlerinde romantizmin etkisi görülür.
Tiyatroyu faydalı bir eğlence olarak görmüştür.
Eserleri:
İntibah: İlk edebî roman.
Cezmi: İlk tarihî roman.
Tahrib-i Harabat, Takip: İlk edebî eleştiri. Ziya Paşa’nın Harabat’ını eleştirmek için yazmıştır.
Renan Müdafaanamesi: İlk eleştiri.
Vatan Yahut Silistre: oyun
Celâlettin Harzemşah: oyun.
Gülnihal: oyun. Onun en başarılı tiyatro eseridir.
Âkif Bey: oyun
Zavallı Çocuk: oyun
Kara Belâ: oyun
Osmanlı Tarihi, Kanije Muhasarası, İslâm Tarihi: tarih


Ahmet Mithat Efendi (1844-1912)
Edebiyat, tarih, coğrafya, ziraat, iktisat alanlarında eserler vermiştir.
Edebiyat yapmak için değil, okuma zevki aşılamak ve halkı eğitmek gayesiyle yazmıştır.
En velût yazarımız odur. Yazı makinesi olarak bilinir.
Asıl ilgi alanları, gazetecilik, romancılık ve hikâyeciliktir.
Otuz altısı roman olmak üzere iki yüze yakın eseri vardır. Romanları
tür bakımından çeşitlilik gösterir: macera, aşk, polisiye, tarih...
Dili sadedir, çünkü eser vermekteki amacı halkı eğitmektir. Hatta
romanlarında olayın akışını keserek okuyucuya bilgiler de vermiştir.
Eserleri:
Romanları: Hasan Mellâh, Hüseyin Fellâh, Felâtun Bey’le Rakım Efendi, Paris’te Bir Türk, Yeniçeriler...
Çıkardığı gazeteler: Bedir, Devir, Tercüman-ı Hakikat
Hikâyeleri: Letaif-i Rivayet

Şemsettin Sami (1850-1904)
Dil alanındaki eserleri ile tanınır.
Kamus-ı Türkî adlı sözlüğü edebiyat ve dil alanında en önemli eserlerdendir.
Kamus-ı Arabî ve Kamus-ı Fransevî: Diğer sözcükleri
Kamusul-a’lâm: Ansiklopedik sözlük
Sefiller: Hugo’dan çeviri.
Robenson Cruose: çeviri roman

Ahmet Vefik Paşa (1823-1891)
Milliyetçilik ve Türkçülük akımının en önemli isimlerindendir.
Tiyatro uyarlamaları ve çevirileri vardır.
Bursa’da bir tiyatro yaptırmış, burada tercüme ettiği eserleri sahnelettirmiş, halkı tiyatroya gitme konusunda yönlendirmiştir.
Moliere’in hemen hemen bütün eserlerini çevirmiştir.
Tarih ve dil alanında da eserleri vardır. Ebulgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Türk’ünü Çağataycadan çevirmiştir.
Lehçe-i Osmanî: sözlük
Atalar Sözü: ata sözleri mecmuası
Hikmet-i Tarih ve Fezleke-i Tarih-i Osmanî adlı, tarihle ilgili eserleri de vardır.

b. İkinci Dönem (1876-1896 arası)
1876-1896 yılları arasında ikinci dönemin tanınmış temsilcileri
Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Sami Paşazade Sezai ve
Nabizade Nazım'dır.
İkinci dönem edebiyatçıların sanat anlayışları birincilerden farklıdır.
İkinci dönemde sanat sanat içindir anlayışıyla eserler verilmiştir.
Bunun sebebi bu devirde idarenin daha baskıcı davranmasıdır.
Bu dönemde batı edebiyatı örnekleri daha başarılı bir şekilde ortaya konmuştur.
Dönemin sanatçıları devlet işleriyle, siyasetle, toplum meseleleriyle
değil sadece sanatla ilgilenmişlerdir. Birinci dönem sanatçılarının
toplumsal sorunlarla ilgilenmelerine karşın bu dönem sanatçıları
kişisel konu ve temaları işlemişlerdir.
Bu yüzden dilleri daha ağırdır.
Dönemin romanlarında realizmin, şiirinde ise romantizmin etkisi vardır.

Dönemin Edebiyatçıları

Recaizade Mahmut Ekrem (1847-1914)
Şiir, roman, hikâye, tiyatro, eleştiri, edebî bilgiler türlerinde eserler vermiştir.
Şiirlerinde hüznü ve elemi işlemiştir. Ölümü hatırlatan tabiat
manzaraları, hüzünlü duygular, romantik güzellikler, solgun güller,
kitap yaprakları arasında kurutulmuş çiçekler, küçük kuşlar onun
şiirlerinin konuları arasındadır. Oğlu Nejad’ın ölümü; işli, üzüntülü
şiirler yazmasında etkili olmuştur.
Edebiyatta yenileşmeden yanadır. Muallim Naci ile aralarında bu konularda tartışmalar olmuştur.
Eserleri
Nağme-i Seher: Şiir
Yadigâr-ı Şebab: Şiir
Pejmürde: Şiir
Zemzeme: Şiir. Önsüzünde edebiyat hakkındaki düşünceleri ve edebî
eleştirileri vardır. (Bu esere Muallim Naci “Demdeme” ile karşılık
vermiştir.)
Muhsin Bey: Hikâye
Şemsa: Hikâye
Araba Sevdası: Roman. Realizmin etkisiyle yazılmıştır ve batı hayranlığı yolunda düşülen garip durumları eleştirir.
Çok Bilen Çık Yanılır: Komedi
Afife Anjelik: Tiyatro
Vuslat: Tiyatro
Atala: Tiyatro
Talim-i Edebiyat: Edebî bilgiler içerir.

Samipaşazade Sezai (1860-1936)
Batılı tarzda hikâyeleri ve bir romanı vardır.
Sergüzeşt adlı romanı realizme doğru atılmış bir adımdır.
Küçük Şeyler adlı hikâye kitabı Fransız realistlerinin sanat anlayışlarına uygundur.
Rumuzul-edeb, bazı makale, hikâye ve sohbetlerini içerir.
Romantik özellikler taşıyan şiirler de yazmıştır.
Şiir isimli bir de piyesi vardır.
“İclâl”de, yeğeni İclâl’in ölümü üzerine yazdığı mersiye, bazı nesirleri ve hatıraları vardır.

Abdülhak Hâmit Tarhan (1852-1937)
Edebiyatta batılılaşmanın asıl ihtilâlcisidir.
Şair-i Azam olarak bilinir.
Kurallara uymayan, batı şiirinde gördüğü her yeniliği Türk şiirine uygulayan, divan şiirini bitiren o olmuştur.
Doğu ve batı şiirini işlendikleri yerlere giderek öğrenmiştir.
Sanatında romantik etkiler vardır.
Zengin bir lirizm bulunan şiirlerinde vezne, kafiyeye, söze, dile pek
önem vermemiştir. Taşkınlık ve yücelik, söyleyişteki tezat onun
şiirinin önemli özellikleridir.
Şiirlerinde ve tiyatrolarında tarihî konular önemli bir yer tutar.
Soyut kavramlar, hayat, tabiat, ölüm, insan, onun işlediği konulardır.
Şiirleri: Sahra, Belde, Makber, Ölü, Bunlar O’dur, Hacle, Bâlâdan Bir Ses, Garam...
Yirmiye yakın tiyatrosu vardır. Sahnelenmesi imkânsız tiyatro eserleri
yazmıştır. Bu eserlerde insanların yanında ölüler, ruhlar, hayaletler,
periler de rol alır. Tiyatroda egzotik, tarihî, millî ve dinî konuları
işlemiştir. Bazı oyunlarında Shakespeare’in tesiri görülür. Hepsi de
dramdır ve bazıları mensur bazıları da manzumdur.
İlk tiyatro eseri Macera-yı Aşk’tır. Tarık, Finten, Eşber, Nesteren,
Sardanapal, İlhan, Hakan, Liberte önemli tiyatro eserleridir.

Nabizade Nazım (1862-1893)
Romanlarıyla ve hikâyeleriyle realizmin ve natüralizmin temsilcisidir.
Karabibik, edebiyatımızda Anadolu konulu ilk hikâyedir. Köy romanı olarak bilinir. Köy hayatı tam bir realizmle yansıtılmıştır.
Zehra, ilk psikolojik roman örneğidir. Eserde tasvir ve tahliller geniş yer tutar.
Diğer hikâyeleri: Yadigârlarım, Bir Hatıra, Sevda, Haspa

Muallim Naci (1850-1893)
Eski şiirin savunucusu ve temsilcisidir. Eski-yeni konusunda Recaizade
ile aralarında tartışmalar olmuştur. Naci göze hitap eden kafiyeyi
savunurken, Recaizade kulağa hitap eden kafiyeyi savunmuştur. Tartışma
konusu, “abes” ve “muktebes” kelimelerinin -eski yazıda- kafiyeli olup
olmadıklarıdır.
Batılı şiiri benimsememesine rağmen bu alanda başarılı şiirler yazmıştır.
Şiir kitapları: Ateşpare, Şerare, Füruzan, Sünbüle
Edebî eseri: Istılahat-ı Edebiye
Sözlüğü: Lûgat-ı Naci
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- )
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Birinci Dünya Savaşı -Batı Cephesi
» Fecr-i ati edebiyatı
» Halk Edebiyatı...
» Aşık-Tekke Edebiyatı
» batılı anlamda türk tiyatrosu

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Edebiyat - Tarih - Dini Konular - Biyografi :: Edebiyat-
Buraya geçin: