Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Edebiyatımızın zenginleşme süreci
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:32 pm tarafından BeYzAdE_05

» SERVET-İ FÜNUN DEVRİ
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:32 pm tarafından BeYzAdE_05

» Aşık-Tekke Edebiyatı
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:31 pm tarafından BeYzAdE_05

» DİVAN SÖZCÜĞÜNÜN TANIM
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:31 pm tarafından BeYzAdE_05

» Halk Edebiyatı...
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:30 pm tarafından BeYzAdE_05

» Edebiyat Sözlüğü....
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:30 pm tarafından BeYzAdE_05

» Fecr-i ati edebiyatı
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:29 pm tarafından BeYzAdE_05

» batılı anlamda türk tiyatrosu
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:29 pm tarafından BeYzAdE_05

» BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- )
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:29 pm tarafından BeYzAdE_05

» Ahmet Selçuk İlkan Bana Bunu Yapmayacaktın
Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 2:03 pm tarafından BeYzAdE_05

Tarıyıcı
 
 SYHKN İttifak
 SYHKN Ana Sayfa
 Üye Listesi
 Profil
 Arama
PR
Haber Siteleri

 

 Edebiyatımızın zenginleşme süreci

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BeYzAdE_05
Admin
BeYzAdE_05



Edebiyatımızın zenginleşme süreci Empty
MesajKonu: Edebiyatımızın zenginleşme süreci   Edebiyatımızın zenginleşme süreci I_icon_minitimePerş. Nis. 02, 2009 4:32 pm

Öykü ve romanın gelişiminde ise, yazın
akımları açısından benzeri karmaşıklık görülmez. Belki şiirin, öykü ve
romana oranla daha bir söz sanatı olmasındandır bu. Bireysel ya da
toplumsal, bir gerçekliği anlatır öykü de, roman da. Bir anlatıdır
temelde. Bu nedenle gerçekçiliğin yorumlarına bağlı olarak tek, ama
kalın bir çizgide gelişir. Yan çizgilerle dallanıp budaklanan, çeşitli
arayışlarla zenginleşen bir süreçtir bu.
Önce de belirttiğim gibi, gerek Ömer Seyfettin gibi doğrudan Milli
Edebiyat akımına bağlayabileceğimiz sanatçılar, gerekse sonradan bu
akım içinde yer alan, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar,
Refik Halit Karay gibi adlar gerçekçiliği benimsemişlerdir. Ayrım
gerçekliğe bakış açılarında, gerçekliği kavrayışlarındadır. Konu
seçimlernii, anlatım biçimlerini bakış açıları belirler. Buradan
çıkarak, değişik gerçekçilik anlayışlarına bağlanan kümelerden,
birbirine zincirlenerek gelişen koşut çizgilerden söz edebiliriz.
Zamansal sıralanmayı göz önünde tutarak bu gelişimi kısaca özetleyelim:
Nabizade Nazım’la başlayan ve Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kimi
yapıtlarında görülen doğalcılık, Bekir Fahri, Selahattin Enis gibi
romancılarla sürer. Mehmet Rauf’ta ilk örneğini gördüğümüz psikolojik
romanın izleyicileri ise Cemil Süleyman, Peyami Safa, Samet Ağaoğlu
gibi sanatçılardır. Ama burada, ruh çözümlemesinin, ruhbilimin
gelişmesi sonucu gerçekçiliğin bellibaşlı yöntemlerinden biri olduğu da
belirtilmelidir. Nitekim Halit Ziya Uşaklıgil’den başlayarak Halide
Edip Adıvar’ın ilk romanlarında (Seviye Talip, Handan gibi), Yakup
Kadri’de, giderek Cumhuriyet dönemi gerçekçilerinde de ruh
çözümlemeleri önemli bir yer tutar. Batılı örnekleri izleyen öykü ve
romanın, gerçekçiliğin batıdaki gelişimine koşut bir çizgiyi sürdürmesi
doğaldır.
Bir bakıma, romanın, İstanbul dışına çıkması, Anadolu’ya açılması da bu
etkiye bağlanabilir. Bu yolda ilk ürünü veren Nabizade Nazım, gerçekçi
yazına örnek vermek istediğini saklamaz zaten. Ama benzeri bir ürünün,
Ebubekir Hazım Tepeyran’ın Küçük Paşa’sının (1910) gelmesi için yirmi
yıl beklemek gerekecektir. Gerçi "Küçük Paşa" doğalcı bir roman
değildir, ama Karabibik’ten sonra köyü konu alan ikinci romandır. Bir
iki öykü bir yana, bu yolda üçüncü basamak Refik Halit Karay’ın
Memleket Hikayeleri’dir (1917). Zincir, Yaban (1932), toplumcu
gerçekçiler ve Köy Enstitülü yazarlarla sürer. Bu arada, memleketçi,
Anadolucu yazının yüzeysel, duygusal bir gerçekçilikle sığ örnekler
verdiği görülür.
Milli Edebiyat akımının öykü ve romana yansıyan bu olumsuz görünümünün
altında siyasal oluşumların belirleyiciliğini aramak gerekir. Şiirde
olduğu gibi, öykü ve romanda da, yenilgilerin doğurduğu karamsarlık
ulusal duygulara, yurtseverliğe sarılmanın kurtuluş olarak görülmesine
yol açmış, bu tutum dönemin yöneticilerinde de desteklenmiştir. İşgal
yılları İstanbul’unun yozlaşmış, işbirlikçi ortamına karşılık,
başkaldırının Anadolu’da filizlenmesi ise bu duygusallığı iyice
beslemiştir (Yaban’ın, yayımlandığı yıllarda kimi çevrelerde büyük
tepkiye yol açması bu düşün boşluğunu, gerçekle uyuşmazlığını
acımasızca sergilemesindendir.). Cumhuriyet ve Cumhuriyet sonrası da,
yenibir Türkiye’nin kuruluşu coşkusuyla anılan duyarlığı pekiştirir.
Özetlenirse, Sanatçının devlet tarafından korunması geleneğinin hala
sürdüğü bu devirle, Cumhuriyet devrinin ilk döneminde sanatçılar,
hükümetin hoşuna gitmeyecek gerçeklere değinmekten kaçınmışlar, bir
çeşit tatlı su gerçekçiliği ile yetinmişlerdir." (Cevdet Kudret).
Cumhuriyet döneminin başlarında bu gerçekçilik bir noktada aşılır.
Yakın geçmişin, Meşrutiyet dönemi Osmanlı toplumunun ve gerçeklerinin
konu alındığı yapıtlardır bunlar. Yakup Kadri’nin Hüküm Gecesi ile
"Sodom ve Gomore’si, Reşat Nuri Güntekin’in Yeşil Gece’si, Halide Edip
Adıvar’ın Sinekli Bakkal’ı bu yolda verilmiş ürünlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Edebiyatımızın zenginleşme süreci
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Edebiyat - Tarih - Dini Konular - Biyografi :: Edebiyat-
Buraya geçin: